28 Temmuz 2007 Cumartesi

mutluluğun kokusu

Dostum birden soruverdi:
"Bir insanın mutlu olduğu nasıl anlaşılır?"
"Bilmem...Belki, gözlerinin parlaklığından, neşesinden, belki yüzüne vuran iç aydınlığından."
Dostum hepsini kabul eden ama yeterli bulmayanbir el işareti yaptı:
"Bunlar doğrudur.Mutluluk saklanmaz.Mutluluk insanın içinden sızar, bir yerlere girer, orayı değiştirir.Bir de kokusu vardır.Bilir misin, mutluluk kokar."
"Mutlulğun kokusu mu?"
Doğrusu duymamıştım.Dostum anlayışla baktı:
"Doğrudur, duymamışsındır.İnsanlar pek fark etmezler.Oysa, her ruh halinin kendine özgü bir kokusu vardır.Eğer insanlar koku duygularını kaybetmeselerdi, bunları da bilirlerdi.Ama bir çok şey gibi bunu da kaybettiler."
"Yani, önceden biliyorlar mıydı?"
"Elbette, biliyorlardı.Bak hayvanların birbirleriyle iletişim kurmalarında koku nasıl önemli rol oynar."
"Evet ama konuşamadıkları için."
Dostum biraz sabırsız sözümü kesti:
"İnsanlar konuştukarı için artık kokuya gerek duymuyorlar, değil mi? Şimdi sen bana insanların konuştuklarını mı söylüyorsun"
Artık karşılık veremiyordum.Dinlemeyi sürdürdüm.
Dostum:
"Sen de biliyorsun ki insanlar gerçekte konuşmuyorlar.Konuşur gibi yapıyorlar.Öğrendikleri sözcükler var.Birbirlerine onları söylüyorlar.Gerçekte çok azı, çok az zaman için konuşuyor.Onlara da dikkat et, duygu sözcükleri yoktur.Onun için de çoğunlukla birbirlerini dinlemezler.Gerçekte konuşmayan, gerçekte dinlemeyen insanlar iki önemli iletişim aracını kaybettikleri için artık anlaşamaz hale gelirler.Koku ve dokunma.İşte gerçek iletişimin iki yolu.İnsanlar ikisini de unuttu."
Onu biraz kışkırtmayı denedim:
"Şimdi insanlar birbirlerini koklasınlar mı diyorsun?"
Umutsuz ve kırgın baktı:
"Keşke ne dediğimi anlasalardı da söyleseydim.Koklamak öyle incelikli bir duygu ki, bugünün insanına öğretilmesi gerekir.Zavallı koku alma duyumuz.Öylesine kötü kokularla bozuldu ki, yeniden eğitilmesi gerekiyor.Biliyor musun, insanlar insan kokusunu bile alamıyor.Bir çocuğun kokusu.Yaşlı insanın kokusu.Umudun kokusu.Bezginliğin kokusu.Hayata kırılmanın kokusu.Mutluluğun kokusu.İnsanlar bunları unuttular.Dokunma d öyle.İnsanlar bunu da unuttu.Bir elin el üstüne konması.Bir omuzun omuza dayanması.Bir sırtın sırta dayanması.Ayakların birbirine sarılması.Unuttuğumuz ne çok şey var."
Günümüz insanını savunmak istedim:
"Ama sözcükler var, yazı var.Belki o yüzden unutmuşuzdur."
Dostum biraz dalgınlaştı:
"Evet yalanların aracı sözler, yalanların aracı yazılar.Bir türlü içimizden geleni söylemeyi, yazmayı bilemediğimiz için yalanlarımızın aracı olanlar.Beden yalan söylemez, dokunuşun yalan söylemez.Bunlar gerçekleri iletir.Sadece gerçekleri."

Elde Var İnsan,Senai Demirci

0 yorum: