15 Temmuz 2007 Pazar

üstadın gözüyle yunan mitolojisi


...
Batı dünyası,tasladığı medeniyetin formülünü bir kimyager kesinliği içinde klişeleştirmiştir:Yunan aklı+Roma nizamı+Hristiyanlık ahlak ve hassasiyeti=Greko-Latin Medeniyeti

Yunan'dan başlayalım:Başını bilmiyoruz.Avrupalı,Yunan vakıasına "mucize" nazarıyla bakar.Gerçekten bu dünyada müessirleri bilinmeyen ve mucize çapında görülmeye değer iki büyük vakıa vardır.biri Yunan zuhuruöbürü de uçsuz bucaksız çöllerde insanı sarhoş edenbir mana rüzgarı halinde esici Arap dili...Bir devenin adım atışını 72 ayrı kelimeyle ifade eden bu dil, önceden bâdiyede hiçbir metroplis-büyük şehir kuurulmaksızın ve hiçbir insani tefekkür kaynaşmasına şahit olmaksızın nereden ve nasıl gelmiştir?Yunan harikası gibi bu da kaynak bakımından büyük meçhullerden biri...

Yunan medeniyetinin başında mitoloji-Yunan usture ve hurafeleri var...Mitoloji,bir tarafıyla efsane bir tarafıyla da cemiyetin itikatlarını gösteren uydurma bir din...Birçok ilaha inanma, putlaştırma mizacının meydana getirdiği bir tablo...Bütün putların başında başbuğ put olarak Zeus,fransızların Zös dediği sahte tanrı...Aynı sahte tanrının putperest Roma'daki mukabili Jüpiter ismini taşıyor.Cebinde çift pasaport taşıyan bir sahtekar gibi Yunan ve Roma'da vasıfları birbirine tam uygun iki ilah tasavvuru...Ayrıca bunlara tabi birçok uydurma ilah...Onlara da bağlı yarı ilahlar...Yarı ilahlar insanlardan olur ve isimlerine Demetr denilir.İnsan harikalaşınca yarı ilah telakki edilir onlarca...

Böyle bir alem...Bu aleme dikkatle baktığımız zaman şunu görüyoruz:Eski Yunan mitolojisi; aklın,fikrin,vemin,hayalin bile içinden çıkamayacağı girift bir plastisite,yani eşyanın dış kabartısı, müşahhas bir zemin üzerinde bir dış alem rüyası...Hezeyanın da anlamayacağı kadar korkunç, hatta estetik kıymetlere bulanmış muazzam bir tahayyül cümbüşü...

Ne tuhaf!İşte burada garbın ana damını ele geçireceğiz.Plastisite kelimesini kullandık demin... Bunu hiç kaybetmeyin zihninizden!Plastik,pazarlarda satılan naylon eşya değil, felsefi manada eşyanın dış kabartısı,dış görünüşüdür.Göze hitap edici dış şekiller,renkler ve hacimler...Mesela Yahya Kemal plastik çerçevede büyük şair,fakat ruhta ve iç muhtevada zayıf...Mesela resim, heykel ve mimari plastik sanatlardan...

Eski Yunan'dan aldığı bu plastik zeminden Avrupalı hiçbir zaman ayrılmamıştır.Plastik zemine bağlıdır Avrupalı;koparamazsınız oradan...O plastik zeminde kendini aşmak için bir çeşit madde aşkı, tabiat zevki temsil eder;dolayısıyla iç aleme yabancı kalır.

Bu plastik zeminin idealizasyonu Zeus veya Jüpiterdir.Bunlar,yüz katlı apartman gibi bir sarayda otururlar ve ne kadar beşeri zaaf varsa hepsini nefislerinde toplarlar...O,bunun karısını kaçırır; şu, onun gözünü kör eder.Dünyada böyle bir aile görülmemiştir; bu sözde tanrılardaki aile gibi...Ve onlardaki hayal o kadar zengindir ki Shakespeare bile inanmışçasına bunlar adına yemin eder.En son şairler de mitolojinin ifade etiği estetikten ayrılmazlar.Büyük saçmayı gördükleri halde...Sorsanız onlara:
"Senin tasavvur ettiğin kudret, halik makmında kudret, beşeri zaafların aynası nasıl olabilir? İnsanda bile olmayan zaaf,ahlaksızlık onlarda vardır.Bu türlü uydurmalara, belirttiği hayal gücü ne çapta olursa olsun,mabud gözüyle nasıl bakabilirsin?"
Cevapları şu olabilir:
"Biz onlara hakikat gözüyle değil,zevk ve estetik gözüyle bakıyor ve bu yönden inanıyoruz.Gerçeği değil,güzelliği ve insanoğlunun hasret çektiği iklimleri buluyoruz onlarda..."
Tamamıyla batılı olan böyle bir düşünce ise malik olmak vehmi içinde ebedi bir mahrumiyetten başka bir şey olamaz.Doğrunun olmadığı yerde güzel de yoktur.

Neticede Yunan mitolojisini bir büyük hokkabazlık panayırı diye alabilirsiniz.İçinden ilah kabul edilen birtakım tiplerin insani zaaflara batmış,birbiriyle boğuştuğu panayır...Bu panayıra bugün garp çok uzak olduğu halde zevkinin içinde mitolojiyi daima taşır.Ve bu yalanın estetik cazibesine öyle kapılır ki onu doğru bile sayabilir.Yunan mitolojisi bugünkü batı yalanının ilk kaynağıdır.
...

Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu,NFK

0 yorum: