21 Şubat 2013 Perşembe

28. fırkadan 83. alaya erzak emri


Hohor'dan 8/9 Mayıs 1915

   83. Alay Kumandanlığı'na

   1- Fırka'nın erzak kolu yoktur. Hasankale'deki yiyecek merkezinden erzak nakli de şu sırada çok zordur. Bunun için her tabur hesap ve iaşe memurları, bulunduğu köy ve civarındaki köylerden istifade ederek askerin doyurulmasını temin edeceklerdir. Alınacak malzemenin bedeli nakit olarak ödenecektir. İstenene düzenlenmek üzere tutanak belgelerinin Fırka kasasından verilmesi için karagaha gönderilmesi.

   2- Gerek arpa ve saman ve gerekse hububat bu suretle tedarik edilecektir. Şimdilik ahalinin nakliye vasıtalarından istifade edilerek Büyük Ağırlıklar Fırkadan verilecek emre göre hareket edeceklerdir.

   3- Hesap ve iaşe memurları işini çabuk görecek ve bunu bahane ederek boş yere ötede beride dolaşmayarak geceleri taburlarına döneceklerdir.          
                   
                                                                                               28. Fırka Kumandanı
Mehmet Ali

Aceledir:
 Yukarıdaki emre uygun hareket edilmesi hakkında taburlar kumandanlıklarına ve kaydı alınarak iade edilmesi.
           
                  8/9 Mayıs 1915
83. Alay Kumandanı
Kaymakam İsmail

Bir Teğmenin Doğu Cephesi Günlüğü, Bahtiyar İstekli

17 Şubat 2013 Pazar

fark etmez


"Fark etmez"lerin dünyasında fark edilir olmak nice zordur. Özür dilersiniz, aldığınız cevap "fark etmez". Fikrini sorarsınız, tercih hakkını kullanmasını istersiniz yine o umursamaz tavır: "fark etmez!". Oysa fark edilenlerin sıralamasının hesabını vermek gerekir dost meclislerinde. Böyle bir hesabı en yaman şekilde Sabahattin Kudret vermiş olsa gerek Celal Sılay'a karşı. Celal Sılay'ın pişirdiği semizotunu öve öve bitirememenin bedelini dostunun kendisine küsmesiyle ödemiştir çünkü.

-Bak Celal şimdiye değin seninle birkaç kez küstük. Ama hepsinin nedenini bilirim. Bu kez niye bozuştuk bilmiyorum.

-Yahu sen bende semizotunu iyi pişirmekten başka övülecek bir şey bulamadın mı? (Salah Birsel, Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu, s.183) 
Eh Celal Sılay haklıdır. Hangi şair şiirler antolojisine değil de en iyi yemek yapanlar antolojisine girmeyi tercih eder?

Sözün ve Sükûtun Renkleri, Fatma Barbarosoğlu