25 Kasım 2016 Cuma

bilinç


Peki siz neden sadece normal ve müspet olanın, kısacası sadece erdemli olanın insanın çıkarına uygun olduğundan bu kadar büyük bir ciddiyetle ve kesinlikle eminsiniz? Akıl, çıkarları konusunda yanılamaz mı? Ama belki de, insan sadece refahı sevmiyordur. Belki de, insan bir o kadar da ızdırap çekmeyi sevmektedir. Belki de ızdırap en az refah kadar onun çıkarına uygundur. Üstelik, insanoğlu bazen ızdırabı kuvvetle arzular ve bu gerçek bir olgudur. Burada dünya tarihini işin içine katmaya da gerek yok, eğer insansanız ve az çok bir ömür yaşadıysanız kendi kendinize sorun yeter. Benim şahsi görüşüme gelince, sadece refahı sevmek sanki biraz ayıp gibi. İyi de olsa, kötü de olsa bazen bir şeyleri kırmak pek hoştur. Ben burada ızdırabı savunmuyorum. Benim savunduğum... kaprisim ve gerektiği zaman onu kullanabilmemin garanti edilmiş olması. Mesela, vodvillerde ızdıraba yer yoktur, biliyorum. Sırça köşkte de yeri yoktur: ızdırap şüphedir, inkârdır, peki sizde şüphe uyandıran bir sırça köşk olabilir mi? Ama yeri gelmişken söyleyeyim, ben insanın gerçek ızdıraptan, yani yıkım ve kargaşadan hiçbir zaman vazgeçemeyeceğinden eminim. Zira ızdırap bilinçlenmenin biricik nedenidir. Başta bana göre bilincin insan için en büyük talihsizlik olduğunu söylediysem de insanın onu sevdiğini ve başka hiçbir şeyle değiştirmeyeceğini de biliyorum. Mesela, bilinç iki kere ikiden çok daha yücedir. İki kere ikiden sonra bırakın bir şey yapmayı, bir şey öğrenmek bile mümkün olmayacak, ortada hiçbir şey kalmayacaktır. O zaman beş duyuyu kapatmak ve tefekküre dalmaktan başka yapacak bir şey olmayacaktır. Bilinçli olduğunuzda ise yine aynı sonuca ulaşsanız da yani yapacak hiçbir şey kalmamış olsa da hiç olmazsa en azından zaman zaman kendinizi kırbaçlayabilir ve böylece bir miktar canlandırabilirsiniz. 

Yeraltından Notlar, Fyodor Mihayloviç Dostoyevski

0 yorum: