20 Şubat 2011 Pazar

birdenbire




Lourdes'ye neşeli ve umut dolu belki de kendimden emin olarak gitmiştim. Eve döndükten bir hafta sonra biraz sarsılmış ve belki de biraz olgunlaşmıştım; ama çok büyük bir hayal kırıklığına uğramıştım. Her şey eskisi gibi görünüyordu. Lourdes'ye gitme fikri, kalbimi aydınlatmış, güvenle doldurmuştu. Eve dönüşüm ise ağır ve sıkıcı olmuştu; çünkü değiştirmek için ne kadar uğraşsam da hayatımın her zaman bu şekilde geçeceğini biliyordum; ölü, boş ve renksiz. Derken, bütün bunları yeniden düşündüğüm o gün, birdenbire bir doktor geldi ve bana iyileşebileceğimi söyledi! Birkaç kelimeyle bütün hayatımı değiştirdi; geçmişime belli bir değer yükleyerek, geleceğim hakkında bir söz vermişti, bir amaç doğurmuştu, düşüncelerimi ve isteklerimi yönetebileceğim bir şey vermişti bana, uğruna yaşayacağım, çalışacağım ve mücadele edeceğim bir şey. Tam da önümde, boş ve verimsiz yılların yattığına emin olduğum anda! Bu yalnızca bir şans, bir rastlantı olabilirdi; fakat benim için taşıdığı anlamı ve bana getireceği şeyleri göz önünde bulundurduğumda, benim için bu bir mucizeden farksızdı. Güzel bir mucizeydi; sadece bana sunduğu güzellikler yüzünden değil, acı ve yılgınlık olan bir yerde yarattığı inanç nedeniyle güzeldi. Bu büyük yaşam düzeninde hepimizin bir yeri olduğunu, hepimizin onun bir parçası olduğunu ve en küçük, bilinmeyen bir parçanın bile, büyüklerin bütünlüğü için çok önemli olduğunu gösterdi bana. Bu uyanışımda ne kadar küçük olursa olsun, benim de bir rolüm olduğunu gördüm.

Sol Ayağım, Christy Brown

0 yorum: