Kore’de geçen süreçte kaleme aldığım anı yazılarımdan birinde
orada bulunuş nedenim için, “… insanlık, demokrasi, hürriyet ve Birleşmiş
Milletler idealleri uğruna” demiştim. Halbuki bugün, elli yılı aşkın geçmişin sonrasında yaşayageldiğimiz olaylara,
bu olayların yarattığı sonuçlara baktığımda bugünleri de kapsar içerikli anı
defterime şu notları düştüğümü görüyorum:
Ben, henüz 19 yaşında bir genç iken, 1953 yılında Amerikan
Dışişleri Bakanı Mr. Dulles – Kuzey Atlantik Paktı’na en ucuz askeri Türkiye’den
sağlıyoruz – şeklinde beyanat vermiş. O
sırada ben, 1958 yılı Haziran ayında Kore’ye gideceğimi nereden bilebilirdim?
Gençlik rüzgârlarıyla savrulmuş şiirli günler içinde ne askerin ucuzundan
haberim vardı ne de dünyanın çirkin siyasetinden. Nasıl bilirdim ki ileride
çıkarlar dünyasının çarklarının döndürdüğü dişliler arasında ben de farkına
varmadan bir aktör olarak yerimi alacak ve 24 yaşımda iken hükümet kararıyla
peş peşe Kore’ye gönderilmiş birliklerden birisi olan 9. Kore Türk Tugayı’nda
göreve başlayacaktım.
Ben ne yazık ki, Nâzım Hikmet’in şiirini Kore’ye gitmezde
önce okumamıştım. Halbuki Nâzım Hikmet, “23 Sentlik Asker” başlıklı şiirinde
vermiş bilgiyi; en kestirme, en gerçekçi ifadelerle. Demiş ki;
Mr. Dalles
Sizden saklamak olmaz
Hayat pahalı biraz bizim memlekette.
Meselâ iki yüz gram et alabilirsiniz,
koyun eti,
Ankara’da 23 sente,
yahut bir kilodan biraz fazla mercimek,
elli santim kefen bezi yahut,
yahut da bir aylığına
yirmi yaşlarında bir tane insan
Erkek,
ağzı burnu, eli ayağı yerinde,
üniforması, otomatiği üzerinde,
yani öldürmeğe, öldürülmeğe hazır.
…
Şu anda istiyorum ki, küçük bir oyunla bu dizelerden bir
bölümünü kendime uyarlayıp zihnimde oluşan sorularımı sorayım ve bunların
cevaplarını gene kendim, kendime vermeye çalışayım. Nâzım Hikmet benim
uyarlamama göre şöyle demiş oluyor:
yirmi yaşlarında bir tane insandım ben.
Erkek,
ağzım burnum, elim ayağım yerinde,
üniformam, otomatiğim üzerimde,
yani öldürmeğe, öldürülmeğe hazır;
İnsanlık ve Birleşmiş Milletler idealleri uğruna
Ülkemden çok uzak bir diyarda, benim o günlerdeki
duygularımı, düşüncelerimi ve inancımı; yukarıdaki kıtanın sonuna düz harflerle
eklediğim kendi cümleciğim içinde bir özet olarak algılamak mümkün. Aslında
Kore’de bulunuş nedenimi böyle öğrenmiştim. Bu, öyle öğretilmişti. O yıllar,
iletişim olanaklarının bugünkü gibi yaygın ve mükemmel olmadığı bir devirdi.
Dünyanın gidişatına ilişkin bilgilerim eksikti, yanlıştı. Ancak gerçekte ben bu
cümlemi kendi karakterime ve yapı özelliklerime uygun bir nitelik içerisinde
kaleme almıştım.
Aradan yıllar geçti. Bilemiyorum o gün, 23 sent içinde
payıma düşen neydi? Ama Birleşmiş Milletler arenasındaki oyunları, tezgâhları
ve satılmışlık durumuna düşürülmüş olduğumu öğrendikten sonra bugün, bu
cümlemden dolayı kendi kendime adeta utanır haldeyim.
Kore Mektupları, Gündoğdu Kayal
Kore Mektupları, Gündoğdu Kayal
3 yorum:
Eski Samsun Muftusu, Imam Hatib te Ingilizce hocamiz olan Zubeyr Koc da Sizin gibi Kore'ye giden askerlerin arasindaymis.Derslerde oradaki hatiralarini anlatirdi. Bilmiyorum, o mu yada diger inancli insanlar mi orada tanistiklari bir kac Koreliye Islami anlatmis ve hidayetlerine sebeb olmuslar sanirim.
Ben ce siz utanilacak birsey yapmadiniz,yardiminiza muhtac Insanlarin yardimina gittiniz. Birsey kaybetmediniz cok sey kazandiniz. Simdi de Askerlerimiz Afganistan'da, Lubnanda da dunyanin her nersinde ihtiyac varsa gitmiyor mu?
Nazim Hikmet gibi bir insanin yazdiklariyla kendinizi neden degerlendiriyorsunuz? O nun fikri dusuncesi Kuzey Koreden tarafti ,tabii ki oyle yazacak.
Gokce
merhaba, yorumunuz için teşekkür ederim fakat ben sadece Kore Mektupları adlı kitaptan alıntıladım bu bölümü. oraya giden insanların yaşadıklarını, hissettiklerini elbette bilemem, anlayamam, doğrudur orda dinimizi anlatmışlardır ama bunun için savaş mı olmalı, BM veya amerika'yla işbirliği içinde oralara mı gidilmeli, Nazım Hikmet'in bu şiirini abd dışişleri bakanının o cümlesi üzerine yazmasını takdir ettim. evet afganistan'a lübnan'a gidiliyor sadece insan gücü sağlanması adına gidiliyorsa bu doğru mudur, durup düşünmek lazım. selametle
Yorum Gönder